5 Şubat 2013 Salı

Boş alanlar....


           Bir kadın geldi saçları kızıl... Oturdu yanıbaşıma; oturduğum tahta masayı paylaşırcasına... Zamanıma ortak olurcasına...
  Halet i ruhiye sorgulamalarından ve karşılıklı verilen yorgun cevapların ardıl sıra çantasından saçlarının renginde bir defter çıkarıverdi tahta masaya... Uzatırken önüme; anlattı defterin hayatından kesitler sunduğunu...
   Önce satırarası yoğun bir sessizlik kapladı an ı... Açmakla açmamak arasında kalıverdim buram buram yarım asır kokan bu defteri....
   Ve açıldı telli kareli metot defter...
   Kah adım adım okuduk her kelimesinde duygu saklı satırları kah geçtik sayfaları kelimeleri arkaya atarak asrın sonuna çabuk varmak için...
    Durdurdu bir sayfada usulca... En duygulandıran ve en olgunlaştıran bu şiirdir dedi...
    Gözlerim ve algım yoğunlaştı mavi mürekkep şekillerine....
    Şiirde ölünce cenazesine gelenlere uygulayacağı anketi şematize etmiş...
.....
En sevdiğim:
En keyif aldığım:
En kızdıran:
En mutlu eden:
....
   Kısacası gelen kiişiden kendisinin tarifini istemiş... Tanımlanmak....İki noktalı satırların ardından üç nokta için demişki boş bıraktığın alanlar varsa üzülme....zaten göremeyeceğim....
         .......................
   Bir yarım asır için... Günün sadece bir saati ayrıldı...
   Anlamlıydı....
   O okudu ben dinledim o baktı ben sustum... Üç noktalı cümlenin olgunluğuna vurgu yaptı... anlatmaya çalıştı anlamlandırmamı bekler gözlerle...Demlenen  çaydan üç yudumluk artakalan... Bir de izmaritleri oldu çokk anı kazıdığı tahta masadan kalkarken kızıl saçlı kadın....
   O gitti... Ben boş alanları düşündüm o gözden iyice kaybolana değin...

....................
Boş alanınızın kalmayacağı/ boş alan bırakmayacağınız DOSTLUKLAR sizlerle olsun... Göremeseniz dahi.....
Velhasılı kelam Hayatınızda varlığınız varettikleriniz ve varolanlar güçlü mürekkep lekleri bıraksın peşiniz sıra,,,,