28 Ocak 2016 Perşembe

DOĞRU BİLDİĞİM YANLIŞLARIM MI VAR❓


  Önce iki kişi birleştirir hayatı ortak paydada; derken bir birey gelir dünyaya iki kişinin ortaklığında. Oluşan Evlilik Kurumu ve sözleşmesi yerini Aile Kurumuna bırakırken yeni imzalar atılır görünmeyen yüzeyde. 
Aile içerisindeki konumlara ait isimler de değişmiştir artık roller de... ANNE BABA rolü beraberinde yepyeni sorumluluklarla da tanıştırmıştır bireyleri.İLKler herdem sancılıdır,bu sebeple ilk çocuk ile bilinmezliğin sancılarını yaşar anne babalar, ikinci Merhabalar daha tanıdıktır artık ilke nazaren. 
  Tüm bunlar çerçevesinde aile toplumsal anlamda büyük önem arzederken bireylerin ruh sağlığı ve bu sağlığı destekleyici koruyucu ve önleyici çalışmalar da bir okadar önem arzeder. Bilinçlendirme ve Farkındalığı arttırma bu çalışmalarda hedef alınan başlıklardan sadece iki tanesidir. 
Aile içi iletişimde takındığımız ve sürdürdüğümüz tutumlar hem bireysel hem de aile üyelerinin toplu sağlığı için değinilmesi gereken bir diğer  önemli noktadır. 
  Peki tutum ne demektir? 
  Bireyin nesnelere fikirlere kişilere ve olaylara ilişkin duygu düşünce ve davranış eğilimidir.  
En küçük toplumsal yapı diye nitelendirdiğimiz aile içi tutumlarda ise eşler arası ,anne/baba-çocuk ve kardeşler arası tutum;iletişimin sağlıklı olması ve ilerlemesi için mihenk taşıdır.
  Hayatın keşmekeşliğine ek olarak teknolojinin de  modern toplumlara ve bireylere sunduğu hızlı(!) yaşamın yorgunluğu,tahammülsüzlüğü,anlaşmazlıklarıbireylerin yaşam akışına,akıştaki iletişimlerine zarar verebilmektedir. Dış dünyada sürdürdüğü iletişiminde yorulan birey evdeki iletişimine de bu yorgunluğunu yansıtabilmektedir. Bu çerçeve de aşırı baskıcı ebeveyn tutumu, aşırı kollayıcı koruyucu tutum,İlgisiz duyarsız ebeveyn tutumu ve DEMOKRATİK tutum aile içi iletişimde ebeveyn tutumları olarak literatürümüze girmektedir.  
.Aşırı Baskıcı Ebeveyn Tutumu:Çocuğun istek ve talepleri duygu ve düşünceleri otoriter tutum da dikkate alınmazken eleştirel bir üslub göze çarpmaktadır.
.Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu:Geç kavuşulan veya tek çocuk olan ailelerde aşırı kollayıcı koruyucu yaklaşım çocuğa hayat tecrübesi kazanma fırsatı sunamamaktadır,çocuğun büyüdüğü gözden kaçan noktalardandır. 
.İlgisiz Ebeveyn Tutumu: Çocuğun ilgi ve gereksinimlerine kayıtsızlık hakimdir verilen tepkiler oldukça düşüktür.Çocuğun ruhsal durumu ve okul başarıları kısacası çocuğun gelişimiyle ilgilenmezler.
.Demokratik Ebeveyn Tutumu ise çocuğu birey olarak kabul eder, çocuğa öğüt verme yerine yapması gereken davranışlar açıkca belirtilir."Netlik ve Kabul" vardır ve iletişim demokratik yollarla kurulmaktadır.
Sesimizin tonu ve içeriği nasıl ki bize dönüyorsa dağın en zirvesinden seslendiğimizde, hayata da nasıl sesleniyorsak yankısını  öyle almaktayız ve aslında ektiğimizi biçmekteyiz. Bir çocuğa farkında olarak vaya olmayarak neyi nasıl veriyorsak ilmek ilmek işliyerek, UNUTULMAMALIDIR Kİ karşımıza çıkan tüm bu nakışların eseri olacaktır.
Yani Demem O Ki; yankının kulakta hoş tınısı için güzel tını sunmak lazım yaşanılmışlıklara.Haftaya ebeveyn tutumlarının çocuklar üzerindeki olumlu olumsuz etkilerini incelemek,tınıların ahengini konuşmak üzre buluşuyor olacağız.
Huzurlu Haftalar

23 Ocak 2016 Cumartesi

AİLE İÇİ İLETİŞİM;Dünyaya İlk Merhaba


Düşünün ki zamanın bir yerinde ansızın bir soru geldi önünüze! Tek kelimenin devasa büyüsüne kapıldığınız o soru... Aslında bildik olan tanıdıklaştırılan o tek kelime; Aile...
Nedir dediğimizde yetişkin çocuk ayırt etmeksizin şahsım adına ilk dikkat ettiğim herkeste varolan bir anlık düşünme payı. Kısa aranın peşi sıra gelen cevap ise ;anne baba çocuk... Üç kelimeye sığdırılan koca bir metin. 
Bugünkü köşe yazımda  sosyalleşmemizin ilk başladığı yer olan AİLE kavramına değineceğim.Siz okurlar için tek şartım okurken iç sesinizle muhasebenizi yapmanız olacak gözlerinizin önünden akıp giderken cümleler.... 
Aidiyat(ait olma/ait hissetme) duygusu ile dünyaya gelir insanoğlu ve dünyaya ilk merhabasını bir soyisme üye olarak gerçekleştirir istisnalar haricinde.Soyisim ve verilen isimdir bizim bağımızı güçlendiren; güç katan bir bağdır. Güçlendiren diyoruz çünkü ilk iletişimimiz anne rahmine düşülen o ilk anda başlamıştır aslında evveliyatı vardır üyeliğin ve güçlendirici destekleyici safhaları izler ilk adımı.
İletmek iletebilmek ve İletişimdir aslında Aileyi sağlamlaştıran. İletişim içinse bir gönderen bir alıcı ve mesajlar(söz veya beden ile anlatılan  her şey)  olmalıdır en genel tabiriyle.Diyolog ister iletişim; yani en az iki kişiyi arar varolduğu ortamda... Bizlerin ise yoğun yaşam gailesi içerisinde çoğu zaman kaçırdığı noktalardandır ve yine biz monolog yaşarken anımızı "ben" dışındakini çıkarıveririz İletiden. 
Aile dediğimiz kurum ise Biz olmak ister ben-sen çizgisinin naif sıyrılışında. Benliklerimizi kaybetmeden sağlıklı anlaşabilmeyi hedef alır. 
Günümüzde aile içi iletişim alanında yaşanılan sıkıntılar seanslarımıza "Doğru ebeveynlik(anne-baba/bakım veren) hakkında bilgi ve destek almaya geldik" olur çoğu zaman.
Bizler ise iletişimin sekteye uğradığı noktanın keşfine çıkarız; gözden kaçan kişi mi yoksa ileti (mesaj) mi? Ailemiz Hayatın telaşı içerisinde DİNLEME kapasite ve kalitesine nekadar hakim? Etkin Dinleme ne ölçüde sağlanıyor?Ben-Sen/ Biz dili ev içerisinde nasıl işliyor ve nasıl algılanıyor?Birey Ne anlatmak isterken karşısında nasıl yankı bulup nasıl anlaşılıyor? 
Bunun gibi bir sürü soru silsilesi takip eder süreçleri...
Sizler bu soruları irdelerken en içerinizde;ya ebeveyn rolünüz ya çocuk rolünüz veyahut yetişkin kimliğiniz girer devreye.
Tam da bu noktada önem arzeder olaylara  nasıl yaklaştığı kişinin;öfke kontrolünü kaybetmede, kişi veya olaylara tahammülsüzlükte,çözüm üretemeyecek hale gelinmesinde  ve sorunlarla başedebilme kapasitesinde... 
Sosyalleşilen ilk alandır  diye bahsettik tek kelime dört harflik kavram için; bununla kalmayıp bir ummandır demek yanlış olmayacaktır çünkü aile katılan her yeni üyenin dünyaya açılan İLK penceresidir aslında.Takınılan her tutum söylenilen her söz nakış nakış işlerken fizyolojik/psikolojik varoluş serüvenine;her birey sosyal süreçte zorluklar yaşayabilmekte ve nasıl başa çıkacağını bilmemektedir doğal olarak. 
Adım atmak gibidir Aile;birinin attığı adım diğerini tamamlar ve sağ bacak solu takip eder ona göre şekil alır,durur ya da devam eder. Eş güdümlü işbirlikçi çalışma isteğidir  akıp giden zamana. 
Adımların İlkini oluşturmak devamında tamamlamaktır aile; olabildiğince sağlıklı iletişimi sunmak,sunarken kendi içindeki bireylerin dilini dikkate almaktır.
Unutulmamalıdır ki tek bir kural yoktur farklılıkların bulunduğu ortamlarda ve farklı dünyaların birleştiği alanlarda (Evlilik gibi).
Mühim olan keşfetmektir adayı(aileyi), keşfettikten sonra varolan değerlerle yaşanılır hale getirebilmektir aslolan ve aslında aslolan keşfin temelindeki amacı oluşturan Sevgi,Saygı,Sadakati içselleştirerek Anlayabilmeyi Dinleyebilmeyi oluruna vardırmaktır.
Bir sonraki kalemimiz Anne Baba Tutumları üzerine olacakken siz değerli okurlarımızla buluşana kadar tutumlara istinaden İLETİŞİM i düşünecek zaman payı bırakmaktır benim de payıma düşen. 
Sağlıcakla Kalın

Psk. Seda KARTALTEPE