23 Ocak 2016 Cumartesi

AİLE İÇİ İLETİŞİM;Dünyaya İlk Merhaba


Düşünün ki zamanın bir yerinde ansızın bir soru geldi önünüze! Tek kelimenin devasa büyüsüne kapıldığınız o soru... Aslında bildik olan tanıdıklaştırılan o tek kelime; Aile...
Nedir dediğimizde yetişkin çocuk ayırt etmeksizin şahsım adına ilk dikkat ettiğim herkeste varolan bir anlık düşünme payı. Kısa aranın peşi sıra gelen cevap ise ;anne baba çocuk... Üç kelimeye sığdırılan koca bir metin. 
Bugünkü köşe yazımda  sosyalleşmemizin ilk başladığı yer olan AİLE kavramına değineceğim.Siz okurlar için tek şartım okurken iç sesinizle muhasebenizi yapmanız olacak gözlerinizin önünden akıp giderken cümleler.... 
Aidiyat(ait olma/ait hissetme) duygusu ile dünyaya gelir insanoğlu ve dünyaya ilk merhabasını bir soyisme üye olarak gerçekleştirir istisnalar haricinde.Soyisim ve verilen isimdir bizim bağımızı güçlendiren; güç katan bir bağdır. Güçlendiren diyoruz çünkü ilk iletişimimiz anne rahmine düşülen o ilk anda başlamıştır aslında evveliyatı vardır üyeliğin ve güçlendirici destekleyici safhaları izler ilk adımı.
İletmek iletebilmek ve İletişimdir aslında Aileyi sağlamlaştıran. İletişim içinse bir gönderen bir alıcı ve mesajlar(söz veya beden ile anlatılan  her şey)  olmalıdır en genel tabiriyle.Diyolog ister iletişim; yani en az iki kişiyi arar varolduğu ortamda... Bizlerin ise yoğun yaşam gailesi içerisinde çoğu zaman kaçırdığı noktalardandır ve yine biz monolog yaşarken anımızı "ben" dışındakini çıkarıveririz İletiden. 
Aile dediğimiz kurum ise Biz olmak ister ben-sen çizgisinin naif sıyrılışında. Benliklerimizi kaybetmeden sağlıklı anlaşabilmeyi hedef alır. 
Günümüzde aile içi iletişim alanında yaşanılan sıkıntılar seanslarımıza "Doğru ebeveynlik(anne-baba/bakım veren) hakkında bilgi ve destek almaya geldik" olur çoğu zaman.
Bizler ise iletişimin sekteye uğradığı noktanın keşfine çıkarız; gözden kaçan kişi mi yoksa ileti (mesaj) mi? Ailemiz Hayatın telaşı içerisinde DİNLEME kapasite ve kalitesine nekadar hakim? Etkin Dinleme ne ölçüde sağlanıyor?Ben-Sen/ Biz dili ev içerisinde nasıl işliyor ve nasıl algılanıyor?Birey Ne anlatmak isterken karşısında nasıl yankı bulup nasıl anlaşılıyor? 
Bunun gibi bir sürü soru silsilesi takip eder süreçleri...
Sizler bu soruları irdelerken en içerinizde;ya ebeveyn rolünüz ya çocuk rolünüz veyahut yetişkin kimliğiniz girer devreye.
Tam da bu noktada önem arzeder olaylara  nasıl yaklaştığı kişinin;öfke kontrolünü kaybetmede, kişi veya olaylara tahammülsüzlükte,çözüm üretemeyecek hale gelinmesinde  ve sorunlarla başedebilme kapasitesinde... 
Sosyalleşilen ilk alandır  diye bahsettik tek kelime dört harflik kavram için; bununla kalmayıp bir ummandır demek yanlış olmayacaktır çünkü aile katılan her yeni üyenin dünyaya açılan İLK penceresidir aslında.Takınılan her tutum söylenilen her söz nakış nakış işlerken fizyolojik/psikolojik varoluş serüvenine;her birey sosyal süreçte zorluklar yaşayabilmekte ve nasıl başa çıkacağını bilmemektedir doğal olarak. 
Adım atmak gibidir Aile;birinin attığı adım diğerini tamamlar ve sağ bacak solu takip eder ona göre şekil alır,durur ya da devam eder. Eş güdümlü işbirlikçi çalışma isteğidir  akıp giden zamana. 
Adımların İlkini oluşturmak devamında tamamlamaktır aile; olabildiğince sağlıklı iletişimi sunmak,sunarken kendi içindeki bireylerin dilini dikkate almaktır.
Unutulmamalıdır ki tek bir kural yoktur farklılıkların bulunduğu ortamlarda ve farklı dünyaların birleştiği alanlarda (Evlilik gibi).
Mühim olan keşfetmektir adayı(aileyi), keşfettikten sonra varolan değerlerle yaşanılır hale getirebilmektir aslolan ve aslında aslolan keşfin temelindeki amacı oluşturan Sevgi,Saygı,Sadakati içselleştirerek Anlayabilmeyi Dinleyebilmeyi oluruna vardırmaktır.
Bir sonraki kalemimiz Anne Baba Tutumları üzerine olacakken siz değerli okurlarımızla buluşana kadar tutumlara istinaden İLETİŞİM i düşünecek zaman payı bırakmaktır benim de payıma düşen. 
Sağlıcakla Kalın

Psk. Seda KARTALTEPE