5 Kasım 2013 Salı

"Dia/ Mono"

Sabahları buaralar herkes gibi uyanmakta zorluk yaşayanlardanım... Yorganım yastığım öylesine sarılıyor ki bedenime...geride bırakırcasına boynu bükük; çıkıyorum bir eziyet o an...sıyrılıveriyodum samimi sıcağından... Düşüyorum yollara başlatıyorum mesaimi...merhaba Günaydın... İnsanlara bakınıyorum varana kadar o an bulunmam gereken yere;ve anımı doldurana kadar..kâh gözlere kâh duruşlara... Yaratılış olsa gerek gözlemliyorum benden öte benden ziyade olan her şeyi...ve ötekinin varlığında bulduğum beni,, dokunuşlarda gülüşlerde gülümsemelerde selamlarda;en mühimi vurgularda... Bir de düşlerimde gözlemlediklerim var tabi geride kalanlardan... Ara ara somut olarak önüme düşüveren. Bakmayın somut dediğime burda dem vurulan somutluk madden soyutu barındıran bir somutluk... Yani bir yazı bir şarkı bir bakış bir söylem ve hatta bir kahve buğusu...          "Gitmeden önce düşün; çünkü döndüğünde bulduğunla, giderken bıraktığın aynı olmayacak" derken Aragon "Araya biraz zaman; zamanla biraz boşluk girdi mi;kaldığın yerden devam edemezsin hiçbir an" diye tamamlar Oğuz Atay....                                               Dönüp gittiğimiz hiçbir mekan, hiçbir duygu, hiçbir düşünce ve müdahili insanoğlu aynı kalmaz kalamaz!!! Çünkü akan bir nehirde iki kez yıkanmaz! Değişir her şey değişir zaman ve Değiş(tirilir)iz... Güzeldir insanları derin(in)de izlemek... Değişenlerin içinde varolup dış göz olarak bakabilmek... Ve bilirim ki hepimiz tam da bu anlamda Monolog yaşarız ömr ü deryayı... Monologtur her nefes alış ve her veriş.. Her gidiş yahut varediş...
 ......
 Bu düşünceler silsilesinde ilerlerken adımlarım sırtımdaki kemanımın temasını hissettim; ""Çiçeğin Çocukları" nı çağrıştırdı 'kendim Kendime',,, Bir an istedim, özgür yanım... Carpe Diem dedi çığlık atarcasına lakin monolog çerçevesinden çıkmaksızıncasına...yaşadım o an; bir sokak daha önce hiç görmediğim bilmediğim bilmek için zaman da geçirmediğim.. Çalıp söylüyorum önümden geçenleri hiç tanımadığım tanıdıklaştırmak içinde çaba harcamadığım; bir selam ve eşlik eden bir gülümseme sadece... 
 .....
 Merdivenler bittiğinde ilerlediğimi ama aynı yerde aynı yerimde olduğum bir andaydım...tanıdık bir ev tanıdık simalar... Düşlerimde nerelere gitmiş kimlere misafir olmuştum sessiz ve sedasızca,,, Düş ya bu; düşüverdi ideler aleminden gerçekler alemine...sorumluluklar vicdan olanlar olması gerekenler varolanlar varettiklerim gidenler misafir olanlar seyr i alem yapıp sükunetimi koruduklarım velhasılı kelam... Düşledim Düşündüm Döndüm...
 Haberi olmaksızın ve yine hiç olmayacak kişilere misafir oldum dedim ya hani Monolog yaşıyoruz diye... Oysa bir okadar Basitken... 
 Yani Demem O ki gitmeden önce düşünmeli insan Dialog kurarcasına(; 
 Bu gidişten huzurlu uykular