16 Temmuz 2015 Perşembe

Gitmenin Boyutları...


Gitmek, uzaktaki sesin gizemine kapılmaktır. 
Gitmek, kendini başkalarından sakınmaktır.
Gitmek, sadece terk etmek değildir. Aynı zamanda terk edilmektir.
Gitmek, dere iken nehre dökülme, nehir olunca denize kavuşma ve oradan da okyanusa açılma isteğidir.
Gitmek, fani alemde baki kalmak için hoş bir seda bırakma telaşını gizliden gizliye yaşamaktır.
Gitmek, hüküm giymektir.
Gitmek ayrılmaktır... Sevgiliden, köyden, ülkeden, dünyadan...
İnsan ayrılarak gidişin tadını aldığında yaşamın gerçek anlam boyutunu kavramaya başlamış demektir. 
....
Diye tanımlamış yazar gitmeyi... 
Ben ise Gitmenin Psikolojik boyutundan dem vurmak istedim bu yazımda.. Hani zaman zaman uğrayan; bilhassa günlerin ve günlük temponun yükü binmişken üzerinize,önünüzde bir sürü iş duruyorken, geride bıraktıklarınızın tortusu daha temizlenememişken bir an durup hayatı da durdurup düşünceler aleminde gerçekleşen bir kaçış planı... Yoğunluğu artıp hayat kalitenizi düşürdüğünde ise Depresyon adı altında tanılanabilecek bir istem.
Peki nasıl bir psikolojidir bu ve niçin olur? 
Nasıl olur boyutunda beden ve ruhun diyalektik sürecine değinmemek olmaz. Ruh & Beden ömür dediğimiz yolda İnsanı en iyi tanımlayan ikililiktir! Çoğu zaman Ruh iyiyse Beden İyi Beden yorgunsa Ruh yorgun... Bu noktada kişinin fizyolojik ve psikolojik olarak kendini olabildiğince tanıyıp tanımlayabilmesi ise önem arzeder... 
Yaşantısal deneyimler ve Öğrenilmişlikler bu ikililikte süregelirken;aslında hem etkilenen hem etkileyendir...Kendini tanıma ise,kendilik sürecinde,etkileyen faktörlerin analizine bağlıdır. Şöyleki Gitme isteğini gündeme getiren fizyolojik yahut psikolojik etmen nedir? İşte tam da bu soru Öz e ulaştıracak olup kişinin kendisini duygusunu durumunu ve düşüncesini farketme ayırt edebilme ve çözüme ulaşma çabası olacaktır! 
Gitme isteğinin niçin olduğu sorusunun cevabı ise bu sorgulama çerçevesinde masamıza buyur edilecektir.
Çözümün gerçekten gitme davranışında olacağına inanılıyorsa sorun zaten çözülmüş demektir; ama bazı gitme düşünceleri aslında kaçış içerir ve yüzleşmeyi sansürlemek içindir. Kimi zaman kendinle kimi zaman kendi dışındakilerle... Bu farkındalıkta kalıp sorunla bir yetişkin gibi yüz yüze gelebilmek varolan duygu ve düşünceyi değiştirecektir tahmin ettiğiniz gibi.
Bedeni veya Ruhani yorgunluk meydana geldiğinde varolan düşüncelere odaklanmalı ve sorgulamalı insan;ayrılmalı o anki koltuğundan,masasından,evinden,işinden bir soru ile bir dakikalığına... Ne demişti yazar;
"
İnsan ayrılarak gidişin tadını aldığında yaşamın gerçek anlam boyutunu kavramaya başlamış demektir. "

Tadına bakmak lazım gidişlerin fikren; Beden&Ruh süzgecinden geçirip işin özüne dönüp gerçek anlam boyutunda kendini dinlemeli... Neden Niçin sorgulanmalı...

Belki de kendimize, iç sesimize kulaklarımızı tıkayıp; bedenimizi es geçtiğimizdendir varolup yapamadığımız; yapılamadığı zaman şikayet ettiğimiz tüm bu istekler! Gerçekleri gözardı edip gerçek dışına sığınma çabalamalarımız!!

Hadi ozaman Bir iç Sesimizi Dinleyelim
Sahi Ne diyor Sizin ki...